“Silsile”, birbirine bağlı olaylar veya kişilerin oluşturduğu bir zinciri ifade eder.Mürşid-i kâmil yani âlim ve evliya olan zatlar, yetiştirdiği talebelere halifelik ve icazet verir. Bu talebeler de başkalarını yetiştirerek bu zinciri devam ettirir. Böylece, âlimlerden oluşan bir silsile oluşur ve bu bağ, Peygamber efendimize(s.a.s) kadar uzanır. İşte bu bağ’a Silsile i Aliyye denir.
Silsile-i Aliyye büyüklerimizin, Peygamber Efendimiz’den (s.a.s.) sonra gelen isimleri şöyledir:
1- Ebubekr-i Sıddık
2- Selman-ı Farisi
3- Kasım bin Muhammed
4- Cafer-i Sadık
5- Bayezid-i Bistami
6- Ebul Hasan Harkani
7- Ebu Ali Farmedi
8- Yusuf-i Hemedani
9- Abdülhalık-i Goncdüvani
10- Arif-i Rivegeri
11- Mahmud-i Encirfagnevi
12- Ali Ramiteni
13- Muhammed Bâbâ Semmasi
14- Seyyid Emir Gilâl
15- Seyyid Muhammed Behaeddin Buhari
16- Alâüddin-i Attâr
17- Yakub-i Çerhi
18- Ubeydullah-i Ahrâr
19- Kâdi Muhammed Zâhid
20- Derviş Muhammed
21- Hâcegi Muhammed Emkenegi
22- Muhammed Bakibillah
23- İmam-ı Ahmed Rabbani
24- Muhammed Masum Faruki
25- Seyfeddin Faruki
26- Seyyid Nur Muhammed
27- Seyyid Mazhar-ı Can-ı Canan
28- Seyyid Abdullah Dehlevi
29- Mevlana Halid-i Bağdâdi
30- Seyyid Abdullah Şemdini
31- Seyyid Tâhâ-yı Hakkâri
32- Seyyid Muhammed Sâlih
33- Seyyid Sıbgatullah-i Hizâni
34- Seyyid Fehim-i Arvâsi
35- Seyyid Abdülhakim-i Arvâsi
36- Hüseyin Hilmi Işık Efendi
Silsile i Aliyye İsimleri İle Dua
Silsile-i Aliyye duası, büyük zatları vesile ederek yapılan bir dua şeklidir. Örneğin, “Ya Rabbi, hayırlı bir evlat nasip eyle” diyerek, ardından “Bu duamı Silsile-i Aliyye büyüklerinin hürmetine kabul eyle” diye niyaz edilir. Sabah ve yatsı namazlarından sonra Silsile-i Aliyye büyüklerinin isimlerini okuyup ardından Fatiha okuyarak ruhlarına hediye etmek, duaların kabulü için etkili bir yöntem olarak tavsiye edilmiştir. Bu uygulama tecrübe ile de desteklenmiştir.
Silsile i Aliyye Duası
Bir dileğin gerçekleşmesi için iki rekât namaz kıldıktan sonra sevabını Silsile-i Aliyye olarak bilinen büyük zatların ruhuna hediye edip, onların hürmetine dua etmek tavsiye edilmiştir. Örneğin,
“Ya Rabbi, hayırlı bir evlat nasip eyle” diyerek, “Bu duamı Silsile-i Aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle” şeklinde niyaz edilebilir.
Sabah ve yatsı namazlarından sonra Silsile-i Aliyye büyüklerinin isimlerini okuyup ardından Fatiha ile ruhlarına hediye etmek de etkili bir yöntemdir. Bu uygulamanın sıkıntıların giderilmesine, kalbin ferahlamasına ve duaların kabul olmasına vesile olduğu tecrübe edilmiştir.
Silsile-i Aliyye büyüklerinin isimlerini okumak ise şu faydaları sağlar:
- Manevi feyz alınmasına vesile olur.
- Sıkıntı ve üzüntülerin hafiflemesine yardımcı olur.
- İstek ve ihtiyaçların gerçekleşmesine sebep olur.
Silsile i Aliyye Şiiri
Nebî, Sıddîk ve Selmân, Kâsım, Ca’fer, Bistâmî,
irfân kaynağı oldu, Ebül-Hasen Harkânî.
Ebû Alî Fârmedî geldi sonra bu meydâna,
çok Velî yetişdirdi, hem Yûsüf-i Hemedânî.
Abdülhâlık Goncdüvânî, ma’rifetler semâsında,
dünyâyı aydınlatdı, hem Ârif-i Rîvegerî.
Mâverâ-ün-nehr ili, Tûr-i Sînâ gibi oldu,
nûrlandıranlardan biri, Mahmûd-i İncirfagnevî.
Alî Râmîtenîdir Azîzân ve pîr-i Nessâc,
çok kerâmet gösterdi, Muhammed Bâbâ Semmâsî.
Seyyid Emîr Gilâl de, ilm deryâsında sadef,
andan meydâna geldi, Behâüddîn-i Buhârî.
Alâ’üddîn-i Attâr, zemânının kutbu idi,
Ya’kûb-ı Çerhîde oldu zâhir, envâr-ı rahmânî.
Ubeydüllah-i Ahrâr ve kâdî Muhammed Zâhid,
Dervîş Muhammed geldi ve Hâcegî Muhammed Emkenegî.
Bâkî billahdan gelen, nûrlara kendi de katıp,
binlerce kalb temizledi, imâm-ı Ahmed Rabbânî.
Urvet-ül-vüskâ Ma’sûm ve Seyfeddînle seyyid Nûr,
ve Mazherle Abdüllah, sonra Hâlid-i Bağdâdî.
Feyz verdiler bunlar da, sonra bu nûru Abdüllah,
Anadoluya yaydı, hem de Tâhâ-yı Hakkârî.
Hem seyyid-i Sâlih de, kardeşin yerini tutup,
fenâ-fillâha kavuşdu Sıbgatullâh-i Hîzânî.
Bu üç Velînin sohbetlerinde yükselip,
mürşid-i kâmil oldu, seyyid Fehîm-i Arvâsî.
Bu otuzdört Velînin kalbleri, bir ayna gibi,
yaydılar hep cihâna, envâr-ı Resûlillâhi.
Bütün bu nûrlar en son, toplandı bir hazînede,
ismi bu hazînenin: Abdülhakîm-i Arvâsî.
Gelince kalblere müceddid-i elfin feyzi,
yetişdi her yerde birer hakîkî Velî.
Bu hâli görünce mason ile yehûdî,
müslimânlara saldırdı, canavar gibi.
Bu hücûmları, islâmı yok etmek içindi,
bunu haber veriyor, Mâide sûresi.
Hem bu sûre, islâma müşrikler saldıracak diyor,
masonların müşrik olduklarını haber veriyor.
Meşhûr yalanları ile aldatıp câhilleri,
Ehl-i sünnetden ayırdılar, binlerce müslimânı.
Hücûmlardan korunur, (Âyet-el kürsî) okuyan,
hıfz-ı ilâhîde olur, (istigfâr düâsı) okuyan.
Resûlullah buyurdu ki, (Âhıretde azâb görmez,
dünyâ işlerinde, bana tâbi’ olan).
Se’âdete kavuşamaz, önderi şeytân olan!
dostlar, ahbâblar kaldı mı, ne oldu anan baban?
Bir hocamız, mason olmuş, dîne çatdı hiç durmadan,
ingiliz diploması var, lâkin, kafası bomboş nâdân.
Güler yüzle, tatlı dille, bol numara vermekle,
arkadaşlarımı aldatdı, yalan sözlerle hemân.
Îmânım var diyor, her bozuk inanan,
Ehl-i sünnetdedir, iyi bil, hakîkî îmân!
Çok şükr islâm âlimi gördüm, sözleri ilm ve irfân,
dedi ki, (aldatılamaz, fen dersleri okuyan!)
Dînimi ondan öğrendim, rûhu olsun şâdümân!
Avrupa, hem Amerika, kısacası bütün cihân.
Dinleri bozuk ise de, diyorlar vardır Nîrân!
kâfirler yanacak, kurtulur ancak iyi insan!
İyi insan olmak için, Muhammed aleyhisselâma inan,
Cehenneme girmeyecek, bu son Peygambere uyan.
Târîhi dikkat ile oku, ey körpecik Nev-civân!
mala, makâma aldananın sonu olmuş âh, figân.
Aman yâ Rabbî, el-aman! Garîb oldu âhır zemân!
İslâmiyyet unutuldu, moda oldu harâm, yalan!
Pârisde, Profesör olunca, Resûlullaha çatan,
Hamîdullah kurtulamaz, ebedî azâbdan.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı, sözlerini yazıyor,
Çok alçak olduğunu anlar, bunları okuyan.
Seyyid Kutb denilen bir ahmak da, kendini müctehid zan ediyor,
Mahv olur, doğru sanarak, sözlerine aldanan.
Ömür geçer, herşey biter, kâfirlerin gideceği mekân.
karanlık bir çukurdur, arkadaş olur yılan, çiyan,
Hak teâlâ, bu vatanı pek kıymetlendirdi,
toprağının çok yerine mü’minler secde etdi.
Bu topraklardan gelen, ecdâdımızın seslerini duyan,
anlar ki, Cennete kavuşur, Muhammed aleyhisselâma uyan.
Yâ Rabbî! Bu vatanı koruyan kumandanlara yardım et,
bu millete hizmet etmeği, herbirine nasîb et.
Mü’minlere hizmet, çok büyük ni’metdir,
bu ni’mete kavuşanın gideceği yer Cennetdir.
Müslimânın kabri, Cennet bağçesi olur,
bu ni’mete kavuşamaz, mü’minin kalbini kıran.
Vandan gelen bir Velî İstanbulda, senelerce,
bunları hep söyledi, yerleşdi hakîkî îmân.
Ankaranın toprağı, binüçyüzaltmışikide,
cem’i zıddeyn yaparak, şâd oldu Hâcı Bayram.
Düâ edeceğin zemân, Silsileyi oku hemân!
Sâlihleri söyleyince, yağar rahmet-i Rahmân!
Selâm olsun, düâ olsun, bu yazardan dâimâ,
Silsile-i aliyyenin ervâhına yâ Sübhân!